20 Nisan 2024 itibariyle Covid-19 ile mücadelede aşılanan sayısı kişiye ulaştı.

a Öğle Vakti 13:08
İstanbul 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Pandemi döneminde çocuk ve ruh sağlığı ile ilgili öneriler

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Yeliz Engindereli, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi ile ilgili, “Bugüne kadar hiç yaşamadığımız kadar büyük ve küresel boyutta bir kriz ile karşı karşıyayız.  Tüm dünyayı derinden etkileyen ve bazı olgularda ölümcül olabilen bir salgından, ruhsal açıdan etkilenmek doğal bir durumdur ve ‘normaldir’.  Endişelenmek ve korkmak da son derece normal duygulardır ve bu duygular şiddetli ve süreğen olmadığı zamanlarda psikiyatrik bozukluk seviyesinde yaşanmayabilir” dedi.

Evde kalma zorunluluğunun erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da olumsuz etkilenmelere sebep olabileceğini belirten Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Küçük çocuklar bilişsel gelişim düzeyleri ve soyut düşünme yeteneklerinin gelişmemesi nedeni ile salgınları, virüs gibi konuları anlamakta zorlanabilirler.  Gerçekçi olmayan düşünceleri ile kaygı uyandıran değerlendirmeler yapabilirler.  Çocuklara, kaygı ve korkunun, koronavirüs ile ilgili olumsuz düşüncelerin, böyle zamanlarda beynimizin bizi korumak için önlem almamızı sağlamaya çalıştığını, işinin bizi korumak için düşünce ve duygular üretmek olduğunu onların anlayabileceği dilde anlatabiliriz” ifadelerini kullandı.

“Çocukların bu zor dönemi en az psikolojik sıkıntılarla geçirmesi anne babanın ruh sağlığıyla yakından ilişkili”

Özellikle ailelerin bu süreçte aşırı kaygılı ve titiz, korkutucu, koruyucu, kollayıcı yaklaşımlar sergileyebildiğini, abartılı panik hissinin ise çocukların ve gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebildiğini belirten Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Ailenin süreçteki tavrının çocukların ruh sağlığında belirleyici olabilir. Belli yaş gruplarında çocukların ruhsal, zihinsel, motor ve sosyal becerilerini kazanmalarını sağlayan belli aktiviteler ve durumlar vardır. Bunlar 3-6 yaş grubu için oyun ve okul öncesi eğitim, 6-10 yaş arası için okul ortamı ve öğretmenler ve yaşıtlarıyla ilişki kurmak, ergenler için akran grupları ve okuldur. Şu anki salgın durumunda tüm bunların askıya alınması ve yine aile içi ve aile dışı rutinlerin bozulması çocukların ruhsal, sosyal, akademik, motor, zihinsel gelişimlerini sekteye uğratabilir, hatta farklı psikiyatrik sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir veya zeminde olan bazı sorunların ağırlaşmasına yol açabilir. Bu dönemde ailelerin süreci nasıl yönettiği önem arz etmektedir. Yani çocukların bu zor dönemi en az psikolojik sıkıntılarla geçirmesi anne babanın ruh sağlığıyla yakından ilişkilidir” diye konuştu. 

“Süreci sağlıklı yönetmenin en iyi yolu doğru kaynaktan bilgi almak”

Süreci sağlıklı yönetmenin en iyi yolunun doğru kaynaktan bilgi almak olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Engindereli, ülkemizde hali hazırda görev yapmakta olan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu’nun doğru bilgilenme için çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Çocukların, haberleri izleme süresini sınırlı tutmak, korkutucu görüntüler içeren videolar ve görsellerden uzak kalmalarını sağlamak, olumsuz haberlere ebeveyn denetimi olmadan doğrudan maruz kalmalarını engellemek ruh sağlıklarının korunması açısından büyük önem taşıyor. Onların kaygı ve korkularını anlamak, kabul etmek ve bunlara yönelik uygun, gerçekçi, onların anlayabileceği dilde bilimsel açıklamalar yapmak çocuklar için çok daha yararlı olacaktır” şeklinde konuştu. 

“Çocukların günlük rutinlerinin devamının sağlanması çok önemli”

Çocukların en az şekilde etkilenmelerini sağlamak için alınabilecek önlemlerle ilgili bilgiler paylaşan Engindereli, açıklamalarına şöyle devam etti: “Çocuklar için günlük rutinlerin devamının sağlanması çok önemlidir. Uyku, yemek, teknoloji kullanımı, oyun oynama ve ders saatlerini mümkün olduğunca sabit tutmalı, okul saatinde uzaktan eğitim, ders ve ödev gibi belli rutinler korunmalıdır.  Tüm ailenin bir arada olup sohbet edebileceği, günü değerlendirebileceği akşam yemeği birlikte yenmelidir. Çocukların kendini en rahat ifade edebileceği ortam oyun ortamıdır.  Onun seçeceği bir oyunu hergün en az yarım saat birlikte oynamak, hem onun duygusal ihtiyacını karşılayacak hem de özgüveninin artıp kendini rahat ifade etmesine olanak tanıyacaktır. Kalan boş zamanlarında serbestçe oyun oynamasına izin vermek, her anını aktiviteyle doldurmamak ise hayal gücünün kısıtlanmaması için önemlidir.  Çocuklara masal okunması, hayal gücünü ve kelime dağarcığını arttıran aktivitelerdir. Ailece egzersiz yapmak da eve kapandığımız bu günlerde hem ruh sağlığı, hem de beden sağlığına olumlu katkıda bulunacaktır.”

“Uzaktan eğitim sürecinde ailelere, öğretmenlere ve okul yönetimlerine önemli görevler düşmektedir”

Uzaktan eğitimle değişen yeni ev düzenine hemen alışmakta zorluklar yaşayabilen çocuklar olabileceğine de dikkat çeken Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, bu konuda onlara zaman tanımak gerektiğini hatırlatarak “Herşey mükemmel olmayabilir yaklaşımını aklınızdan çıkarmayın” ifadelerini kullandı.

Ders başına oturmakta direnen çocuklarla ilgili ailelere, öğretmenlere ve okul yönetimlerine büyük görevler düştüğünü belirten Uzm. Dr. Engindereli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ders başına oturmakta direnen, bunun gerçek bir ders olmadığını söyleyen çocukları ikna ederken, önemli bir nedenle salgının ne kadar süreceğinin belli olmadığını, dolayısıyla derslerin bir süre daha bu şekilde yürütüleceğini, bunun gerçekten okul olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini uygun bir dille ve yaşına uygun olarak anlatın.  Bu durumda öğretmenlere ve okul yönetimlerine de çok fazla iş düşmektedir. Çocuklarla karşılıklı interaktif bir biçimde ders işlemenin ve çocuklardan geribildirim almanın süreci daha da olumlu etkileyeceği düşüncesindeyim.”

Uzaktan eğitim sırasında mümkün olduğunca sessiz bir ortam ve ders dinlemeyi mümkün kılacak fiziksel koşulların sağlanması ve sınırların netleştirilmesi gerektiğini de belirten Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Çok sıkıldım, seyretmek istemiyorum” diyen çocuklara, hakları olduğu kadar sorumlulukları da olduğunun hatırlatılması gerektiğini belirtti.

“Tıpkı okul zamanında olduğu gibi uyku ve yemek saatlerinin düzenini koruyun”

Özellikle uyku ritmindeki bozulmanın, çocuk ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirten Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, tıpkı okul zamanında olduğu gibi uyku ve yemek saatlerinin düzenini korumanın, uzaktan eğitime daha kolay adapte olmada da katkı sağlayacağını söyledi. Engindereli, “Sabahları erken kalkma, hazırlık ve kahvaltı düzenini sürdürmeniz hem çocuğunuz hem sizin için yararlı olacaktır. Bunun için çocuğunuzun gece yatma saatini de düzenlemenizde fayda vardır” dedi.

“Yeni programa uyumu kolaylaştırmak amacıyla olumlu davranışların ödüllendirilmesi motivasyon artırıcı olacaktır”

Bu öğrenme biçiminin nasıl hissettirdiğini ifade etmekte zorluk yaşayan çocukların duygu ve düşüncelerini resim, yazı veya hareketlerle ifade etmeleri konusunda özgür bırakılmaları gerektiğini de belirten Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, her günün sonunda çocuğun programa uyumunu kolaylaştırmak amacıyla olumlu davranışlarını sözle veya gösterilen ilgi ile ödüllendirmenin, çocuğun motivasyonunu yükselteceğini söyledi.

Çocukların rutinleri sevdiğini de söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Bu nedenle, haftaiçi haftasonu akışını bozmamaya özen gösterin. Hafta sonunda çocuğunuzun kendi başına yapabileceği veya birlikte yapabileceğiniz, puzzle, lego, kutu oyunları, bahçe düzenleme, balkon eşyalarını boyama gibi uygun keyifli faaliyetler planlayın” diye konuştu. 

“Bu süreçte çocuklarınıza biraz daha esnek davranın”

Çocuklar için dışarıya çıkmadan, arkadaşlarıyla vakit geçirmeden geçirilen zamanların erişkinlere göre daha da zorlayıcı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, bu dönemde çocuklara daha esnek davranılması gerektiğine ilişkin açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Unutmayın ki bu süreç belirsiz olsa bile geçicidir ve sosyalleşmeden, dışarı çıkmadan, akranlardan uzak geçirilen zamanlar çocuklar için oldukça zordur.  Ders dışında bilgisayar, playstation gibi oyunlar ile sosyal medyada geçirilen sürede artış ihtimali çok yüksektir. O yüzden bu süreçte onlarla çatışmayın. Biraz daha esnek davranın. Odalarında hiçbir şey yapmadan vakit geçiriyorlar diye de suçlamayın, eleştirel davranmayın.  Ebeveynler olarak sizin de bunalıp yalnız kalmaya ihtiyacınız olabilir. Bunları onlara açıkça söyleyin. Evde eşiniz veya varsa diğer aile büyükleri ile zaman geçirin.  Tek ebeveyn değilseniz bu molaları eşinizle dönüşümlü paylaşın.”

Uzm. Dr. Yeliz Engindereli son olarak bu belirsiz geçici sürecin, bireylerin kendi hayatlarını gözden geçirmeleri, aile bağları ve sağlığın önemini fark etmeleri, belirsizlikle başa çıkma becerilerini geliştirmeleri için fırsat olduğunu, bu sürecin nasıl geçirildiğinin ve nasıl anlamlar çıkarıldığının büyük önem taşıdığını ifade etti.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Ziya Selçuk’tan telafi eğitim açıklaması

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.